Tren garında en sevdiğim dostum Arnaldo beni karşıladı . Yanıma yaklaşıp sevinçli bir şekilde Alberto diye bağırdı , ardından bana yeni aldığı arabayı gösterdi . Araca binip yola koyulduk , yolda ona askerlikte neler yaşadığımı anlattım ve ona arabayı bu beş parasız haldeyken nasıl aldığını sordum . Sonra anlatacağını söyleyip cebinden bir sigara çıkarıp yaktı ve bana uzattı ben ise hayatımda hiç kullanmadığımı kullanmakta istemediğimi söyledim ve teklifi geri çevirdim . Yolda fazla konuşmadık sonuçta orduya gönüllü olarak katılmıştım ve aldığım bu karar Arnaldo’yu çılgına döndürmüştü , bana hala kızgın olduğu belliydi . Arnaldo’nun evine gittiğimizde bana gözlerini kapamam gerektiğini aksi taktirde yapacağı şeyin bir anlamı kalmayacağını söyledi . Işıkları söndürdü ve ben gözlerimi kapattım . Arnaldo sessizce kıkırdıyordu , sanki bana hoşgeldin şakası yapacaktı . Ona eğer şaka yapacaksa şimdiden söylemesini gerektiğini yoksa ona karşı bozulacağımı söyledim . Birkaç dakika sonunda ışıklar açıldı ve ben Arlando söylememesine rağmen gözlerimi açtım ve karşımda Annem , kız kardeşim ve Arlando vardı ve hepsi beraber hoş geldin diye bağırdılar . Önlerinde kocaman bir pasta ve yanında seni şanslı herif yazan bir tabela vardı . Pasta gelmemin şerefineydi tabela ise askerlikten yaralanmadan kurtulmamın adına vardı . Annem bana sarıldı ve hüzünlendi , nede olsa beni onca yıl orduya katılmam için beslememişti . Uzun süren bir gece ardından annem ve kız kardeşim babamdan kalma eve gittiler ben ise artık büyüdüğümü ve yanlarında kalmamın doğru olmayacağını söyledim . Arlando bana yol yorgunu olduğumu ve yatmam gerektiğimi söyledi . Kendisinin uykusu olup olmadığını sorduğumda daha onun için gecenin yeni başladığını ve kendisine aldırmamam gerektiğini söyledi . Arlando’nun bana gösterdiği yatağa uzandım ve gözlerimi kapayıp uyudum . Sabah kalktığımda şaşırtıcı bir şekilde Arlando giyinmiş bir şekilde kapıya yöneliyordu . Beni görünce selam verdi kapıdan çıkacakken ona nereye gittiğini sordum . Sahil kenarında küçük bir pizzacı olduğunu , genelde her sabah oraya gittiğini ve istersem onunla gelebileceğimi söyledi . Bunun üzerine Arlando bana kendi kıyafetlerinden bir şeyler verdi ve bu kıyafetleri fazla beğenmesemde giyip dostumu takip ettim . Merdivenlerden inerken 2 komşunun kavgasına şahit oldum , adam komşusuna eğer fazla ses çıkarmaya devam ederse polisi arayacağını söylüyordu . Dışarı çıktığımızda Arlando arabasını benim kullanmamı söyledi ve arabaları sürmeyi askerlikte unutup unutmadığımı sordu , ben ise bu soruya hafif bir gülüş ile cevap verdim . Arlando yolu tarif ediyor ben ise fazla iyi olmasada arabayı sürüyordum . Dostumunda dediği gibi küçük bir pizzacının önünde durduk , büyük bir karın guruldama sesi geldi ve Arlando bana bakarak güldü fakat ses benden gelmemişti . İçeri girince Arlando fazla göze batmayan bir masa seçti ve seçtiği masaya oturduk . Garson yanımıza gelip ne istediğimizi sordu , ben orta boy bir pizza istediğimi söyledim , Arlando büyük boy bir pizza yanında büyük bardakta çilekli milkshake söyledi . Söylediğimiz şeyler gelene kadar dostuma anlatmam gereken önemli bir şey vardı , param yoktu ve iyi geliri olan bir iş lazımdı . Arlando’ya bunu söyledim ve bana şu sıralar çevrede iyi geliri olan hiçbir iş olmadığını ve herkezin illegal işlere yöneldiğini söyledi . Kendisine yeniden arabasını nası aldığını sorduğumda yüzü kızardı ve onunda diğer insanlardan pek farkı olmadığını söyledi . Yaptığı ne kadar kötü olsada ona kızmıyordum çünkü o hayatımda tanıdığım çok az dosttan biri ve en iyisi idi , böyle bir dostumu kaybetmek istemezdim . Bana istersem iyi parası olan bir iş bulabileceğini fakat bunun legal bir iş olmayacağının altını çizerek söyledi . Teklif kulağa gayet hoş geliyordu fakat hayır , böyle bir işe kalkışmak hem korkudan altıma etmeme hemde kendi kurallarımı çiğnememe sebep olurdu . Yemeklerimizi yiyip pizzacıdan çıkıp sahil şeridi boyunca yürümeye karar verdik . Saatler Öğlen 12’yi gösteriyordu , fakat pazar olmasına rağmen sahil şeridinde bizden başka pek az kimse vardı . Bir süre ardından Arlando sıkıldığını söyledi ve birtakım işlerinin olduğundan dolayı yanımdan ayrıldı . Bu süre zarfında kendime iş bakacaktım . Sahil şeridinden çıkıp şehir merkezine doğru yola koyuldum . Yolda 16 yaşlarında olan birkaç genç gazete satmaya çalışıyordu , ilginç tarafı gazete satmaları değil yüzlerindeki ağır makyaj ve sahte gülümsemeleriydi . İçimden lanet olsun beni çok korkutuyorsunuz gençler dedim , keşke karşılarına çıkıp söyleyebilseydim fakat gerçekten onlardan korkmuştum . Kafamı diyer yöne çevirip taksi şöförünün elindeki gazeteye baktım , gazetede iş ilanları vardı . Şöföre acaba elindeki dergiye bakıp bakamıyacağımı sordum , şöför zaten kendisine uygun bir iş olmadığını söyleyerek gazeteyi bana doğru uzattı . Gazeteye baktığımda tonlarca iş vardı , biraz daha yakından baktığımda bu işlerin çoğunun garsonluk , hademe gibi basit işlerle dolu olduğunu ve bu işlerinin çalışma saatlerinin yüksekliğine karşın işverenlerin verdiği ücretin hayli az olduğunu görünce Arlando’ya hak vermeye başladım . Bunlara iş denemezdi , bunlar düpedüz kölelikten ibaretti . İş aramayı bırakıp Arlando’nun evine geri dönmeye karar verdim . Kapının önüne geldiğimde anahtarının bende olmadığını fark ettim . Arlando yedek bir anahtar olduğunu söylemişti fakat dikkate almadığımdan dolayı anahtarın yerini duyamamıştım . Arlando olsam anahtarı nereye koyacağımı düşünmeye başladım . Kapının önündeki paspasa baktım , orada yoktu . Ayakkabılıktaki ayakkabıların içine bakmaya başladım . İçlerinden birinde evin anahtarını buldum ve içeri girmeyi başardım . Ayaklarım yorgunluktan dolayı sızlıyordu ve bu sızlamaya daha çok kaplanamayacağımı anlayınca yatmaya karar verdim . Arlando’nun yanında anahtar olmayacağını düşünerek anahtarı aldığım ayakkabının içine geri koyup mutfağa doğru yöneldim . Buzdolabını açıp içinden bir adet meyve suyu ve sandviç yapmak için birkaç malzeme alıp dolabı kapattım . Meyve suyunu bir bardağa boşaltıp bayat bir ekmeğin içerisine malzemeleri doldurmaya başladım . Yemeğim hazırdı , karnım doyunca bana ait olan yatak odama gidip üstüme rahat bir şeyler giyip yatağıma uzanıp gözlerimi kapatıp uyudum . Gözlerimi açtığımda oturma odasından hafif bir müzik sesi geliyordu . Yatağımdan kalkıp oturma odasına gittim . Arlando müzik eşliğinde kalın bir kitap okuyordu . Beni fark etmedi , müziği kapattım ve karşısına oturdum . Arlando beni fark etmişti ama salağa yatıyordu . Ona ne yaptığını sorduğumda bana hafif bir şekilde bakıp ; hiç , sadece oturuyorum dedi . Sanki bir sorun yaşamıştı , ona bir sorun olup olmadığını sordum . Bana bakarak kaçak sigara satarken az kalsın yakı ele verdiğini söyledi . Ona böyle işler yaparsa böyle olacağını söylediğimde bana sert bir şekilde belki yanımda bir dostum olsaydı böyle olmazdı dedi . Ona ; hadi ama benden böyle birşey yapmamı isteyemessin diye haykırdım . Arlando kendi odasına doğru gitti ve odasının kapısını sertçe kapattı . Düşünmeye başladım , acaba arkadaşımı üzmeye değermiydi , ben istemesemde dostumun yanında durup onun bu legal olmayan işlerinde onun yanında durmalımıydım . Uzun bir süre düşündükten sonra yüksek sesle yarın saat kaçta onunla gelmem gerektiğini sordum . O ise çok neşeli bir şekilde beni kendisinin uyandıracağını sadece şimdi iyi bir uyku çekmem gerektiğini söyledi . Sabah Arlando odama girip beni sert bir müzikle uyandırdı . Bana geç kalacağımızı ve çabuk giyinip çıkmamız gerektiğini söyledi . Arlando bana çok şık bir elibse takımı veridi ve bu takımı seve seve giydim , sonuçta nereye gideceğimiz ve nasıl insanlarla karşılaşacağımız hakkında bir bilgim yoktu . Arlando beni aşşağıda bekleyeceğini söylereyerek evden çıktı , ben ise hızlı bir şekilde üstümü giydikten sonra koşar adım Arlando’nun yanına gittim . Arlando’nun bu sefer aracı kendisinin süreceğini çünkü yolların tali yollar olduğunu ve benim bu yollarda güzelim arabasını mahvetmeme göz yumamayacağını söyledi . Arlando aracı sürerken radyoyu açtım . Haberlerde savaşın bitmesinin 1. Yılının kutlanacağı söyleniyordu . Uzunca süren bir yolculuk ardından şehir merkezinden uzakta bulunan birbirine bitişik büyük binaların yanında durduk . Arlando burada beklemem gerektiğini çağırdığında ise hızlı bir şekilde yanında bulunmam gerektiğini söyledi . Arlando gittikten 15 dakika sonra Arlando’nun sesi bana gelmem gerektiğini söyledi . Arabadan inip Arlando’nun sesinin geldiği yere doğru gitmeye başladım . Arlando beni deri kaplamalı bir kapının önünde bekliyordu . Bir otoparka doğru yürümeye başladık , Arlando birkaç kaçak sigara satacağımızı ve hiçbir sorun çıkmayacağını söylüyordu . Orta boylarda bir komyonetin önünde durduk . Kamyonetin kasasına baktığımda kasada tahminime göre 500 tane sigara paketi olduğunu gördüm . Arlando şöför koltğuna doğru gidiyordu . Ona kendimin sürmek istediğimi nede olsa aracın kendisine ait olmadığını söyleyerek Arlando’nun da rızası ile şöför koltuğuna ben geçtim . Arlando yolu tarif ederken radyoyu açtım . Ünlü bir şarkıcının suikaste uğradığıdan söz ediliyordu . Uzun süren yolun ardından şehir merkezine yakın fakat ara bir sokakta bulunan bir yere park ettik . Gören insanlar yaklaşıp ne yaptığımıza bakıyor ve sigara ihtiyaçları varsa alıp gidiyorlardı . Arlando’ya insanların bizi ihbar edeceğini yer değiştirmemiz gerektiğini söyledim , Arlando ise rahat olmam gerektiğini aksi taktirde yakalanacağımızı söyledi . 1 saat satış ardından polis sirenlerini duyduk . İnsanlar komyonetin etrafından uzaklaşarak dağıldılar . Gitmemiz gerektiğini söylüyordum fakat Arlando halen kasa üstünde sigara diye bağırıyordu . Yanımıza bir polis aracı geldi , araçtan inen polis Arlando’ya yaklaşarak ; 3 pakette bana ver dedi . Şok olmuştum , bir polis memuru böyle bir şeyi nasıl yapabilirdi . Kanunları koruması gerekiyordu çiğnemesi değil . 2 Saat daha satış yapıp eve döndük . Arlando ilk işe göre bayağı iyi olduğumu söyleyerek kaldırdığımız paraları masaya koydu . Ne kadar kurallarıma uymasada bu işten zevk almıştım , çünkü önümde iyi bir para duruyordu ve bize aitti . Arlando muttu bir şekilde ; bu senin ilk işin bu paranın tamamını sen almalısın dedi . Paranın tamamını almama konusunda diretsemde Arlando’nun keçi inadı benden üstün geldi . Yatağıma uzandım ve çok rahat hissettim , yarın ne yapacağımı düşünmüyordum , nasıl para kazanacağımında düşünmüyordum . Çok güzel bir uyku sonrasında Arlando beni yine müzik sesiyle uyandırdı . Şaşırmıştım , sonuçta bu işi tek seferliğine dostum için yapmıştım . Bunu bildiğini sanıyordum fakat Arlando onunla geleceğimden ötürü bir çocuk gibi çok mutluydu , fakat gelmeyecektim . Bu mutluluğu hiç bozmak istemiyordum , ne yapıp edip hem Arlando’nun mutluluğunu bozmayıp hemde kendi kurallarımı çiğnemeyip bu düğümü çözebilirdim . Arlando’ya dönüp bu sefer sadece arabayı kullanacağımı ve onun gibi sigara satmayacağımı söyledim . Biraz bozulsada ses etmeyip dediklerime boyun eğdi . Bu düğümü yarı yarıya çözmüştüm , Arlando fazla üzülmemişti , ve ben ise kurallarımı daha az çiğniyor olacaktım . Arlando beni yine aynı mekana götürdü ve aynı kapıdan içeri girip birşeyler yapıp benimle sigara dolu kamyoneti alıp mekandan geldiğimiz yoldan ayrıldı . Önceki gittiğimiz tarafa gitmiyorduk . Nereye gittiğimizi sordum , Arlando şehir merkezindeki birkaç markete kasalar halinde satacağımızı belirtti . Kafamı cama dayadım , dramatik olsun istemiştim fakat kafam birden camdan sekmeye başladı , çok şapşalca bir fikirdi zaten . Büyük bir marketin önüde duruk , Arlando markete girip elinde birkaç deste para ve yanında 2-3 genç ile geri döndü . Arlando motoru çalıştırmamı birazdan ayrılacağımızı söyledi . Gençler birkaç kasa sigarayı alıp markete geri döndüler , Arlando da komyonetin kasasının kapağını kapatıp yanıma oturdu , bir başka markete doğru sürmeye başladım . Bu sefer diyerkine nazaran küçük fakat yinede büyük olan bir marketin önüde duruk . Aynı seneryoyu bu market içinde yaşadıktan sonra birkaç markete daha uğrayıp komyoneti aldığımız yere geri götürdük . Eve geldiğimizde Arlando paraları yine masaya koydu , bu sefer yarı yarıya paylaştık . Arlando aç olduğunu söyleyerek mutfağa gitti . Ben ise düşünmeye başladım , birdaha sadece araç kullansam bile bu işi yapmayacaktım , beni içten içe kemiriyordu . Arlando’ya bunu nasıl söyleyecektim , onu ordudan ayrıldığımdan beri böyle mutlu görmemiş idim . Pat diye söylemeye karar verdim . Arlando mutfaktan iki tabak ve tabakların üstünde bulunan 3’er diliim pizza ile geri döndü . Bir tabağı benim önüme bir tabağı ise kendisinin önüne koydu ve yemeye başladı . Bende yemeye başladım . 2’mizinde pizzaları bitince söylemek için hazırlandım . Arlando’ya ; dostum senle bir şey konuşmam gerek dedim . Arlando ağızındaki son piza dilimini yemesinden dolayı cevap olarak kafasını sallayarak devam etmemi istedi . Ağızımdan şey kelimesi çıktı ve beklenmedik bir şekilde telefon çaldı . Telefona Arlando baktı , sözüm yarıda kesilmişti , kim aradıysa onu pataklamak istiyordum . Arlando bana telefonda kız kardeşimin olduğunu ve önemli bir şey söyleyeceğini belirtti . Koşup Arlando’nun elinden telefonu aldım . Kızkardeşim telefonda acı bir şekilde şehir merkezindeki hastaneye gelmemi söyledi . Ona ne olduğunu sordum fakat sadece hızlı olmam gerektiğini söyleyip telefonu kapattı . Arlando bana ne olduğunu soruyor fakat ben kime ne olduğunu bilmememe rağmen hızlıca üzerime birşeyler giyip kapıyı çarparak evden çıktım . Arlando kapıyı açıp arkamdan seslendi fakat ona aldırış etmiyordum . Aşşağıya indiğimde Arlando’nun arabasına binecektim fakat anahtarı unutmuştum . Arlando balkondan ; heyy , bir şey unuttun galiba dedi . Ona o teleşımın içinde gülümseyerek anahtarı bana atmasını söyledim , Arlando anahtarı attıktan sonra ; bebeğime iyi bak diye bağırdı . Araca binip hızlıca hastaneye doğru sürmeye başladım . Yolda ışıklarda durmuyor , diğer arabaları solluyordum . Hastaneye 6 dakika gibi bi sürede ulaştım . Araçtan inip hastanenin içine kardeşimin adını haykırıarak girdim , kardeşim benim sesimi duymuş olaki bana doğru koşarak geliyordu . Ona ne olduğunu sordum , kardeşim ; annem , annemiz bi anda fenalaştı dedi . Kardeşimin gösterdiği odaya doğru baktım . Tabelada yoğun bakım yazıyordu , durum gerçekten ciddi idi . İçeri dalıp çok sevdiğim ve kaybetmeyi göze alamayacağım anneciğimi aramaya başladım . Sonunda onu yatakta baygın bir şekilde buldum . Yanına koştum ve onun o buz kesmiş ellerinden tuttum , öptüm o buz kesmiş elleri . Doktor beni görüp yoğun bakımdan çıkaramya çalıştı , ilk önce direndim fakat burada kalmamın ona yararı değil zararı olacağını düşünerek oradan ayrıldım . Doktor bana annemi fenalaştıran şeyi bulacağını söyleyerek beni sakinleştirdikten sonra yoğun bakıma geri döndü . Saatler sonra odadan doktor çıktı ve hemen ona annemin durumunu sordum , doktor ; annenizin durumu stabil fakat kan tahlili sonuçları gelmeden birşey söyleyemem diyip yanımızdan gitti . Birkaç saat sonrada Arlando koşarak yanımıza geldi ve bize ne olduğunu sordu . Kız kardeşim bana anlattıklarını onada anlattı . Arlando yanıma oturup omzumu tutup ; herşeyin bir çaresi bulunur dedi . Ona bakıp teşekkür etme anlamında başımı salladım . Hava kararmıştı ve hepimizin uykusu gelmişti , Arlando 10 dakika daha dayanamayıp sızdı , kız kardeşim zaten uykuya dalmıştı bile , fakat ben uyumamakta kararlıydım . Bütün gece uyanık kaldım fakat şafak geldiğinde sonunda bende uyuya kaldım . Uyandığımda ise Arlando yüzü ümitsiz bir şekilde yanımda oturuyordu . Ona doktorun bir şeyler söyleyip söylemediğini sordum . Arlando bana uzunca bir süre baktı , dediki ; Annemiz . O artık bir kalp hastası dedi . Gözlerim fal taşı gibi açıldı ve yüzüne bir tokat indirdim , benle dalga geçmememesini söyledim . Arlando’nun gözünden yaş geldi , ve dediki ; keşke bu tokatı hakketseydim . Bende ağlamaya başladım , doktor yanımıza gelip annemin kısa bir süre içinde kalp nakline ihtiyaç duyduğunu aksi taktirde vefatının yakın olduğunu söyledi . Ona bu kalp nakli için ne yapabileceğimizi sordum ve doktor bize daha hızlı bir şekilde kalp bulunması için bir yol olduğunu bu yolun ise kalp naklinde ilk sıraya yükselmesi gerektiğini ve bununda yüksek bir para ile yapılabileceğini söyledi . Arlando araya girip sahte bir tebessüm ile ; yüksek derken ne kadar yüksekten bahsediyoruz ? Doktor ; 1 bilemedin 2 daire parası . Arlando birden ümidini kaybedip yerine oturdu . Doktor yanımızdan uzaklaştı ve bizde Arlando ile kalkıp eve gitmeye karar verdik , aslında Arlando zorla kabul ettirdi . Kız kardeşim hala orada kalıyordu pek abi sözü dinleyip hastenede hırpalanmaktansa evde yumuşak yatağında anneminde isteyeceği gibi rahat bir şekilde yatmayı aklından bile geçirmiyordu . Arlando’nun evine geldiğimizde koltuklara oturduk . Arlando’ya ; bak dostum şu anda paraya ihtiyacımız var , legal ve ya illegal olması umrumda bile değil sadece aşırı yüksek kazanç sağlayan bir işe ihityacımız var . Eğer bu parayı toparlayamassak annem belki … . Arlando düşünmeye başladı , bu kadar parayı kısa bir sürede nasıl toplardık , fakat ben emindim Arlando’nun o kıvrak zekası bir çözüm bulacaktı . Arlando koltuğundan kalkıp yanı başıma çömeldi ve yüzüme bakarak ; parayı karşılamaz ama benim arabamı satarız , benim güzel kızımı . Arlando’ya bakıp ; sağol dedim . Arlando ; Söz konusu benim dostumun sorunusu ise yapamayacağım şey yoktur . Ona bakıp ; hadi arabanı satabildik diyelim peki diğer kalan onca para ne olacak , nasıl bulacağız , dükkanmı soyacağız ? Arlando bana koca bir tebessüm ile ; evet . Dükkan soyacağız elbet . Hadi kalk , hazırlanda annemizin canını kurtaralım . Arlando’ya bakıp sertçe ; hayır , hayır kesinlikle olmaz , annem böyle yapmamı istemezdi dedim . Arlando bana bir tokat indirdi ve ; Beni dinle seni şapşal , annen onu kurtarmanı isterdi dedi . Biraz düşünüp ; Sence cidden böyle olmasınımı isterdi isterdi ? Arlando ; sence böyle olması gereklimi , böylemi isterdi annemiz . Tabikide böyle isterdi , hadi artık söylenmeyi bırak ve ayakkabılarını giymeye başla . Annemiz bizi bekliyor . Ayakkabılarımızı giyip arabaya atladık . Arlando’nun kaçak sigaraları aldığı yerin orada durdu . Araçtan hızlıca çıktık ve Arlando’yu takip etmeye başladım . Arlando yine o deri kaplama kapıdan sertçe girdi , arkasındanda ben daldım . Arlando ; Bana söylediğin kuyumcu işi duruyormu . Adını bilmediğim adam ; Anlamadım . Arlando ; bana bahsettiğin kuyumcu soyma işi hala duruyormu . Adam ; ahhh elbette duruyor fakat bu saygısızlığından dolayı kaldırığın paranın %25 yerine %35’ini alırım dedi . Arlando ; hadi ama %30 ancak . Adam ; %40 olduuu . Arlando ; peki seni domuz kokan pislik herif ne diyorsan o olsun dedi . Adam ; ahh işte böylee dedi ve ardından birkaç adam çağırıp bize malzemeler getirttirdi . Arlando ile malzemeleri alıp arabaya binip gittik . Her şey çok hızlı olmuştu . Arlando eve doğru sürüyordu herangi bir kuyumcuya değil . Ona neden eve doğru gittiğimizi sordum bana bakarak ; ne sanıyorsun sen , saate bir baksana . Saat öğlen 4 , bu saatte yapmaya kalkarsak hemen enseleniriz dedi . Şapşallığımdan utanıp yüzümü diğer tarafa çevirdim . Sanki annem bana camdan gülümsüyordu , bende bunun beynimin bana oynadığı bir oyun olduğunu bilmeme rağmen kendimi gülmekten alı koyamadım . Eve gelmeden önce Arlando bir marketin önüne durup bir şeyler alacağını söyleyerek markete girdi . Arlando 1,5 saat bekledim fakat hala gelmemişti . Onu 1 saattir merak ediyordum ve dayanamayıp içeri daldım . Arlando kasiyer ile kavga ediyordu , anında kasiyere hak verdim çünkü Arlando tonlarca şey almıştı . Pastalar , çikolatalar , içkiler , meyveler , sebzeler , fondoten ? Neden fondoten aldı bu herif acaba . Dondurmalar , küçük şekerler , kaş kalemi , kaş kalemimi , bu neden peki . Buna benzer yüzlerce şey alıyordu . Kasiyer ; beyfendi bunları bu parayla alamassınız diyordu fakat Arlando onu tehtid ediyordu . Arlando’ya ne olduğunu sordum . Kasiyer benden korkmuş olmalki Arlando’ya ; tamam be adam ne alırsan al ne varsada ver dedi . Arlando 120 dolar uzattı ve tonlarca şeyle beraber marketten ayrıldık . Arlando’ya hiçbir şey sormadım . Arabanın bagajına aldıklarını doldurduktan sonra eve sonunda gittik . Arlando masayı donatmaya başladı , daha önce hiç bu kadar fazla yemek olan bir masa görmemiştim . Masaya oturduk ve Arlando 2 adet şık mum yaktı . Arlando ağızına attığı koca bir salam ile önündekileri hunharca yemeye başladı . Ona neden böyle bir şey yaptığını sordum . Bana bakarak ağızı dolu halde ; nereden biliyorsun bunun bir polis mermisi ile ölmeden ve ya tutuklanmadan önce yiyeceğimiz son yemek olduğunu , evet kesinlik , son yemeğim böyle olmalı . Biraz şaşırdım , biraz güldüm , birazda üzüldüm . Sonra ; peki fondoten ve kaş kalemi niye dedim . Arlando ; bunun son yiyeceğimiz yemek olma olasılığını düşürmek için dedi . Bende hunharca yemeye başladım . Güzelce karnımızı doyurduktan sonra Arlando dolaptan bir şişe içki getirdi , kendine ve bana büyük bardaklarda koydu . Annemin bir ümit kurtulma şerefine kaldırıdık bu gece bardaklarımızı havaya . İçkiler bitince Arlando ayılmamız için çok sert bir kahve yaptı ve ikimizede içirdi . Arlando fondoteni alıp yüzüme ve kendi yüzüne sürmeye başladı . Çok kötü bir makyaj yapmaya çabalıyordu . Kötü bir makyaj bizi daha çok değiştirecekti . Kaş kalemi ile ise kaşlarımızı ve kirpiklerimizin yanlarına sürerek değiştirdi . 2 tanede hademe kıyefeti getirdi ve onları giydik . Hazırdık , artık gidebilirdik . Arlando 30 dakika sonra çıkacağımızı ve kendimi psikolojik olarak hazırlamamı istedi . 30 dakika sonra deri eldivenlerimizi giyip , makyajımızı biraz daha koyulaştırıp evden çıktık . Arlando kuyumcuya doğru sürdü . Kuyumcuya geldiğimizde içime bir ferahlık geldi , bu büyük bir kuyumcuydu ve annemin nakil sırasında öne çıkması için yeterli parayı bulundurabilmemizi sağlayacaktı . 1 Saat gözlem yaptık . Ardından 1 saat havanın dahada kararmasını ve herkezin evlere çekilmesini bekledik . Ortam hazırdı , sokakta ne bir ışık nede bir insan vardı . Arlando ile kapıya yaklaşıp adamın verdiği maymuncuk anahtarı ile kapıyı açtık ve içeri girdik . Arlando ; offf , bu kuyumcu zengin bi pisliğe milyonlara patlamıştır dedi ben ise vayy bee hepsini alacağız yani . Sanki hepsi bizimdi , sanki hep bize aittiler . Arlando mücheverlerin bulunduğu camı kırdı ve bir anda alarm ötmeye başladı . Arlando elindeki torbaya eline geçen herşeyi dolduruyordu . Ben ise öylece etrafa bakıyordum , Arlando bana bakıp ; hadi ama benle dalga geçiyor olmalısın buraya öylece bakmayı gelmedik , al şu torbayı da doldurmaya başla . Unutma zaman işliyor . Endişeli bir şekilde bende torbamı mücheverler ve yüzüklerle doldurmaya başladım . Torbaları doldurduktan sonra birer torba daha alıp onları da doldurduk ve arabaya doğru gitmeye başladık . Bir anda polis arabalarının sirenlerini duyduk . Arlando hızla arabaya atladı ve bende yanına oturdum . Olay yerinden hızla kaçtık . Polis olay yerine ulaşmış olmalıydı . İyiki o sırada orada değildik . Arlando eve doğru değil ıssız bir yere doğru sürdü . Şehirden çok uzaklaşmıştık , 3 saattir yollardaydık . Arlando bir benzinliğin araç yıkama yerine doğru sürdü . Araba yıkayan adama bagaj hariç iç dış yıkamasını söyledi . Ardından bir sigara yaktı . 30 dakikda sonra adam yanımıza gelerek ; aracın yıkaması bitti fakat kuruması için zaman gerekiyor az ilerde otel var orada konaklayabilirsiniz dedi . Arlando adama aracı ıslak bir şekilde alacağımızı söyleyip aracı alıp oradan uzaklaştık . 1 saat daha gitmemizin ardından Arlando içtiği sigaraya bir yere gömdü ve yola 2 saat daha devam ettik ve durduk . Arlando benzin bidonları alıp araca dökmeye başladı . Şimdi anlıyordum , aracı , içinde dna içeren bir iz kalmaması için yıkatmıştı . Son olarak torbaları çıkarttı ve aracı aleve verdi . Arlando biraz hüzünlendi . Nede olsa o araç onun kızı idi . Ona bağlıydı . Arlando bana dönüp . Geldiğimiz şehire dönmenin yürüyerek çok uzun olacağını onun yerine 2 saatlik bir yol içerisinde başka bir şehire gideceğimizi oradan otobüsle şehre geri döneceğimizi belirtti . 6 saatlik bir yürüme sonunda şehre ulaştık , uykudan ölüyorduk . Mücheverlerse çok ağırdı ve bize fazladan yorgunluk sağlıyordu . Arlando’ya ; hani 2 saatlik yoldu ! Arlando bana ; araba ile 2 saat yürüyerek değil . İçimden ; tanrım iyiki geldiğimiz şehire gitmemişiz dedim . Bir otale girip bir oda kiraladık ve gece orada konakladık . Sabah otelden çıktık ve kameraların olmadığı bir yerde makyajımızı sildik ve torbaları değiştirdik . Ardından şehirler arası bir otobüse binip geldiğimiz şehre doğru gitmeye başladık . Yolda yaktığımız arabanın yanında polisler vardı ve inceleme yapıyorlardı . Şehre ulaştığımızada hemen işi aldığımız mekana gittik . Arlando ile deri kaplama kapıdan girdik ve torbaları adama verdik . Adam mücheverleri kontrol etti ve ; aferin , aferin , gayet iyi , beni memnun ettiniz . Adam yanındaki adamlara işaret etti . İçeriye 2 tane para çantası getirdiler . Adam çantaları Arlando’ya uzattı . Arlando ise 1 çantayı bana uzattı . İçine açıp baktım , çantanın içi 100’lük banknotlar halinde deste deste para ile doluydu . Çantaları alıp hemen hastaneye koştuk . Doktoru bulduk ve parayı tamamladığımızı söyledik . Doktor ; ahh gayet iyi , anneniz çok mutlu olacak dedi . Doktora 2 para çantasını da uzattık . Doktor içlerine açıp baktı ve bize dönüp ; 1 çanta yeterli olacaktır . Şimdi bu parayı devlete götürüp sizin verdiğinize dağir rapor sunmam ve kalp nakli için annenizin ön sıraya çıkması için talepte bulunmam gerek . İşlemler bitince size ulaşırım dedi . Arlando ile birbirimize sarıldık , ağlıyorduk ben annemi kurtarmıştım , Arlando arkadaşını kurtarmıştı ve eline iyi bir para geçmişti . 3 Gün sonra işlemler tamamlandı ve annem kalp nakli için ilk sıraya girdi . 6 gün sonra kalp bulundu ve anneme nakil edildi ve annem iyileşti . 1 ay sonra taburcu oldu . 1 Hafta sonra Arlando ile artan para ile bir şirket açtık ve legal yoldan para kazanır olduk .
Bu habere de bakabilirsiniz.
AY ŞAİRİ /Enes Kaan AKBULUT
Bir yıldız gördüm orada Uzakta uzayda Salıncakla çıktım aya Ulaştım vardım uzaya Buldum aradığım yıldızı …