Nizamettin, şimdi milyoner; ama eskiden nerdeyse bedava denecek şeyleri bile alamıyordu. Vazgeçmedi, pes etmedi. Beş işte çalışıyordu okumak için… Ve sonunda başardı, okula başladı.
Okulun ilk yıllarında bayağı zorlandı; ama sonra alıştı ve çok çalıştı, okulu bitirdi. Düzgün bir işi oldu; ama bir kaç ay sonra annesi vefat etti, babası evi terk etti. Bu olaydan beş ay sonra evlendi Nizamettin.Sonra çocukları oldu Nizamettin’in.
Bir gün eşini ve çocuklarını trafik kazasında kaybetti. Bunun haberini alan Nizamettin depresyona girdi; ama iki ay sonra kendine geldi. ama Vaz geçmedi. Çok yanlızdı; bu yüzden yetimhaneye gitti. Orada bir çocuk vardı. Çocuğun annesi çocuk iki yaşındayken babası da o dört yaşındayken ölmüştü. Nizamettin çocukla yalnızlığına çare buldu. Ona gözü gibi baktı. Öz çocuğu gibi besledi, okuttu. Çocuk sonunda mühendis oldu. Tıpkı Nizamettin’in kendi elinden tuttuğu gibi o da başka çocukların elinden tuttu.
Bütün bunları gören Nizamettin, derin düşüncelere daldı ve “Ölüm hariç her şeyin çözümü vardır, yeterki vazgeçmesin insan.” diye mırıldandı.
Ulaş AKKAYA – 7/B Sınıfı Öğrencisi