Sabah okula gitmek için hazırlanıyordum ki yağmur sesini duydum. Pencereden baktığımda şiddetli bir şekilde yağan yağmur biraz gözümü korkutmuştu.
"Şimdi okula nasıl gideceğim?" diye düşünürken iki hafta önce yağmurda ıslandığımı ve hasta olduğumu hatırladım. Aynı zamanda annemin nasıl kızdığını da unutmamıştım. Ama bu sefer yağmurda ıslanmamak ümidiyle babamın yeni aldığı şemsiyeyi yanıma alacaktım. Bunları düşünmekten zamanın nasıl geçtiğini unuttum. Hemen hazırlanmaya devam ettim.
Hazırlandıktan sonra evden tam çıkıyordum ki annemin sesiyle irkildim. Annem "Bu sefer ıslanma!" dedi. Ben tamam deyip evden çıktım.
Çıktığımda yağmur durmuştu. Buna çok sevinmiştim. Hemen yağmur başlamadan koşup okula varmak istiyordum. Öyle de olmuştu. Yağmur beni yakalamadan okula varmayı başardım.
Okuldan çıkış vakti geldiğinde yağmurun yağmadığını gördüm. "Şemsiyeyi boşuna getirdim diye içimden geçirdim." Eve gitmek için birkaç adım atmaya başladım ki yağmur çiselemeye başladı. Anladım ki yine şanssızlığım tutmuştu. Şemsiyemi açıp hızla koşmaya başladım. Yağmur daha fazla yağmadan eve yetişmeye çalışıyordum ama nafile. Koştukça yağmur artıyordu. Birkaç dakika sonra birden gelen rüzgarın etkisiyle paltom uçtu. Hemen paltomu tutmak için koştum ki daha paltomu tutamadan rüzgar elimdeki şemsiyeyi de uçurmayı başardı. Çok büyük zorluklarla ikisini tutmayı başardım ama şemsiyem kırılmıştı. Yağmur beni ıslatmak için kararlıydı. Az ıslanmak için olabildiğince daha hızlı koştum. Eve vardığımda annem "Yine ıslanmayı becermişsin." diye beni azarladı. Ben titremekten annemin azarlarını duymaktansa dişlerimin tıkırtısını duyuyordum.