– Güzel insan, kıymetli eğitimci Kazım ÖZKAN’a….
Ortalaması yüz yıl bile olmayan bir ömrü on bin yıla hatta yüz bin yıla çıkarmak mümkün müdür? Peki, ülkemizin herhangi bir köşesindeki yüz metrekarelik bir evden çıkmadan dünyanın her köşesinde aynı anda yaşayabilmek mümkün müdür? Bu iki soruya benim verebileceğim cevap, “Evet!” olur. Zamanda ve mekânda “KİTAP OKUYARAK” yolculuk yapmak mümkündür.
Kitap okumanın belki yüzlerce faydası vardır. Ama, en önemli faydalarından biri “YAŞANTI ZENGİNLİĞİ”dir. Nedir YAŞANTI ZENGİNLİĞİ? Yaşantı zenginliği, gezerek, dinleyerek, izleyerek, okuyarak tecrübelerimizi, bilgilerimizi, görgülerimizi artırmaktır.Okuduğumuz bir gezi yazısı belki de hiçbir zaman gidemeyeceğimiz bir ülkeyi bize ayrıntılı olarak anlatır. Okuduğumuz bir biyografik roman, bize belki de hiçbir zaman tanıyamayacağımız bir kişinin fiziki özelliklerini ve kişilik yapısını; çocukluğunu, gençliğini, yaşlılığını bütün yönleriyle anlatır. Kitaplarla belki de hayatta hiç karşılaşamayacağımız insan tiplerini tanır, hiç çözemeyeceğimiz problemlerin çözüm yollarını öğreniriz. Kitaplarla gideriz gidilmesi mümkün olmayan ilk çağlara… Bütün bunlar bizde YAŞANTI ZENGİNLİĞİ oluşturur. Bu zenginlikle hayata bakışımız değişir, problemleri çözüşümüz kolaylaşır. Eleştiri ve yorum gücümüz arttırkça artar. İnsanlarla daha iyi, daha doğru ve kolay iletişim kurabiliriz. Issız Ada’ya düştüğümüzde hayatta kalabiliriz. Bu zenginliğin tek katkısı bize değildir. Bu zenginlik sayesinde içinde yaşadığımız topluma da daha faydalı oluruz.
Demek oluyor ki uzun bir ömre sahip olmanın sırrı kitap okumaktan geçiyor. Ne kadar çok kitap okursan o kadar uzun ömür yaşıyorsun. Kitaplarla hem uzun hem de nitelikli bir ömür sürüyorsun. Kitaplarla rengarenk olan bu uzun ömür, sadece evinde değil; evindeyken dünyanın dilediğin yerlerinde geçiyor. Güzel değil mi? O zaman, boş işlere elveda kitaplara merhaba!
Rüştü ÇAKIR